1
Yazılarım / Ynt: GEÇMİŞ TATİL YAZILARIM
« Son İleti Gönderen: mustafakaya Bugün, 05:52:14 ÖS »GEÇMİŞ TATİL NOTLARIMDAN - 4
14.08.2014 Perşembe….Fethiye’ye giriyoruz ,Kaş'tan istemeye istemeye ayrıldığımı söylemeliyim, Fethiye'de müftülük misafirhanesinde bir gece yer ayırmayı başarmıştık eşyalarımızı misafirhaneye bırakıp balık pazarına koşuyoruz , adını ilk kez duyduğum iki kilodan fazla bir balığı pazardan alıp yine aynı yerde ızgaraya verdik, balığın adı “ LAGOS BALIĞI” ,önümüze iki tabak kızarmış vaziyette geldi ,yemekle bitmeyecek balığı nasıl da bitirmiştik hala aklım almıyor, ya çok lezzetli hazmı kolaydı,ya da pişirme ustalığı ve bizim çok acıkmış olmamızdı,kilosu mu kaç para meğer istanbul’da aynı balık 70-80 lira iken burada 40 liraya almış olduk , henüz akşam olmamıştı hadi buradan Kayalar köylü 10 km. uzaklıkta eski rum evleri mübadele sırasında bırakılmış terk edilmiş evlerin olduğu yere gittik ,saat 19.30,evleri dağın eteklerine inşa etmişler ,taştan örülü evler gayet sağlam duruyorlardı ,ve o dönemin yaşayan insanları bereketli ovayı boş bırakmışlar ama yıllar içinde maalesef ova inşaat ile doldurulmuş ,bir çok ev yapılarak yeni bir köy ortaya çıkartmış insanlar, kimse rum evlerine yerleşmemiş ,buranın havası çok güzel ve farklı bir dinlendiriciliği var,ve suyu ve sessiz sakin bir yer olması nedeniyle yabancıların dikkatinden kaçmamış ,özellikle İngilizler burada site yapmışlar ,kendilerine mahsus tatil evleri var yeşillikler içinde, turizme yönelik yatırımların çoğunluğu, dikkatimizi çekiyor, birbiriyle yarışan yemek yeme yerleri ,kafeler ve çay - kahve içilecek ortamlar hayli yoğun kalabalık, birkaç bardak çay içip ayrılıyoruz ,akşam ezanları okunuyor ,köyün camisinde imam ve cemaat bizlerdik,cami Selçuklular döneminden kalma küçük ve gösterişsiz fakat taşıdığı anlam ve yüklendiği misyon büyük ve cihanşumuldü, rum evlerinin taştan özellikli tarihsel yolculuğu kadar,bu mütevazi caminin etkileyici fakat bakımsızlığı bizleri hüzünlendiriyordu,
15.08.2014 Cuma…Fethiye’de sabah ,son anda karar veriyoruz tekne turuna çıkmayı, telaşlı bir şekilde hemen ortalığa düşüyoruz ve rezervasyon yaptırmaya çalıştık,nihayet tekne bulunuyor ve sahile koşuyoruz ,bizim gibi hevesli meraklı yolcularda grup grup tekneye geliyorlar,boş bir yere oturuyoruz,ne güzel şimdi koy koy gezeceğiz her şey yolunda gidiyor şimdilik, inşaallah akşamına ortaca’da olacağız dayı oğlu Mehmet’te tel açmıştım , davet edişi içten samimi güzel davranışı bizi çok mutlu etmişti ,bir gecede orada kalacağız program bu tekne turundan sonra , saat 09.30,tur teknesine bindiğimizde yeni yerler göreceğimiz için meraklıydık ,ve bize iyi geliyordu bu gezmeler ,yüzme yaptığımız koyların havasını almak hem sağlığımız açısından , hem seyehat etmenin bize kazandırdıkları açısından tecrübelerimiz artıyordu, hem hayatı anlamada kendimizi geliştiriyorduk,saat 09.40 limandan hareket ediyor ,teknemiz kırk dakika sonra "katrancı koyu"na demir atıyoruz ,herkes suya atladı vapurda kimse kalmadı çocuk-genç-yaşlı herkes denize girdi yarım saatten fazla burada kaldık ,tekrar hareket ettik ve " Göcek" cennet koyuna geldik burada bir saat kaldık,hem yemek de yemiş olduk ne kadar çok yat görüyorduk herkesin yatı vardı sanki ,buradan " Yassıca koyu"na geliyoruz çok kalabalıktı bir çok tur gemisi buradaydı ve en çok burada insanlar izinlerin ve tatillerinin keyfini çıkarıyordu,daha sonra " Kızıl Ada" koyuna geliyorduk burada tavşanlar vardı ve birçok insan çocuklarını tavşanlarla tanıştırıyordu ,sahilde ikindi namazımı kıldım denizin zemini kumdu ve suyu çok güzeldi,tekne turu saat 18.30 da limana yanaşırken sona eriyordu ama içimizde denizin üzerinde yüzer halde kıpır kıpır ruh halimiz devam ediyordu,Fethiye çok güzel bir şehir çok sevdim burasını ,bakımlı ve düzenli insanları sıcak ve yardımseverdi,birazdan Ortaca’ya çıkacağız yakın olduğunu biliyorum,Fethiye içinde sahilde şöyle bir tur atıp yola çıkıyoruz ,saat 19.30 ,nihayet Ortaca mevkiine geldik,Mehmet’lere geliyoruz ,balkonda barbükü ortamı harika bir sofra inanılmaz güzel,nezih ve cömertçe,dayıoğlu Mehmet önce ciğer şişlerinden ikişer porsiyon tabaklara servis yapıyor,lavaş ekmekleri ve çeşitli mezeler ve salata ile insanın iştahını açan güzellikleri yaşıyoruz,şalgam suyu ve ayran bize eşlik ediyordu sofra boyunca,ciğerden sonra tavuk şişleri sıra sıra tabaklara iniyor ve ardından çay,gerçekten çay harika olmuş kaç bardak içtiğimi hatırlayamıyorum tereyağı gibi kayıp gidiyor çaylar, saat 12.45 gecenin uykusuna geçiyoruz,...AĞUSTOS-2014
16.08.2014 Cumartesi…Fethiye'den aradığım mehmet'tle sıcak bir konuşma yapmıştık, sağ olsun ne kadar samimi ve doğal ve gönülden bir sevgi ile karşıladı,burada tekne turundan sonra ortaca'ya geleceğimizi akşam çayı içip içemeyeceğimizi daha cümlemi bitirmeden yemekte yeriz gece de kalırsınız abi demişti,birbirine yakın olan akrabalık bağlarından öte güzel ahlak sahibi insan olmanın güzelliği böyle bir şeydi işte,konuşmanın bana verdiği huzur ve güven ile gün boyu fethiye'de tekne turu güzel geçti,saat 18.25 ortaca'ya doğru yola çıkıyorduk ,akşam ezanları okunmadan az önce sağ salim mehmet'lere kavuşuyorduk,sağ olsun fevkalade bir planlama ile eksiksiz bir hoş geldiniz sofrasına hemen davet ediliyorduk,gerçekten her şeyi ile yürekten gelerek hazırlanmış bu alışılmışın dışında ama bereketli sade ve iştah açıcıydı balkonda sofra güzelliği ve özellikle nefis demlenmiş çaydan sayısızca içmek benim için doyum tavan yapmıştı, dayı oğlunun üç oğlu büyümüş daha bir olgun ve yetişmiş buldum, Buğra'nın üniveriste'si bitmiş çalışmaya hazır iyi bir eleman sağlam güzel ahlaklı kişiliği ile günümüzde sayısı az gençten biriydi, Arda'nın ağırbaşlı bilge ve sakin duruşu bilgi birikiminin zenginliğinden geldiğini hissediyorum hedefini belirlemiş ODTÜ okuyacaktı ne güzel bir kararlılık Allah yardımcısı olsun , Tuğra'nın üretken dinamik kendisini belli etmeyen zekası takdire değerdi saygılı kibar ve paylaşımcı,her üçü de harika gençler olarak dualar kadar güzel oluşları akşamın en güzeliydi diyebilirim,doğrusu ne sofranın bereketli güzelliği ne de balkonda güzel bir çay içmek süreci geçsin istemezdim,saat 23.35'i yol ve tatil yorgunluğu uçup gitmişti tatlı bir uyku rehaveti çökmüştü artık bu gece buradaydık,ertesi sabah güvenli huzurlu güzel bir uyku ile dinlenmiş olarak uyanıyorduk ,sabah kahvaltısı için masaya geçiyoruz akşam yemeği kadar samimane ve gönülden sevgi ile hazırlanmış bir sofra ile karşılaşıyoruz,son derece keyifli bir kahvaltı sonrası oturmaya devam ediyorduk ayrılmak bilemedik birbirlerimizden, saat 09.45 ve hoş sohbet ile zamanın yine nasıl geçtiğini anlayamadık saat 11.25 olmuş yola düşme saati gelmişte geçmiş , güzel anlar çabuk geçermiş doğruymuş gerçektende öyle oldu,kısa fakat ömre bedel bir zaman dilimini burada bırakıyorduk ve yola düşüyoruz istikamet “ Yuvarlak çay “ denilen ilginç bir mekan ,burada suya giriyoruz buz gibi soğuk olan su içinde beş dakika zor durulabilen suya atlıyoruz sık sık çıkıp tekrar giriyoruz hayret bir şey insana tuhaf bir terapi yaptırıyor bu ,hatta bağışıklık diyebilirim sudan çıkmak gelmiyor insanın içinden ve sık sık suya girip çıkıyoruz , başlangıçta asla girilemez soğuk suya girip çıktıkça bir masaj gibi bedeni dinlendirici ve rahatlatıcı olduğunu hayretle gördüm yaşadım ilginç ama gerçek , buradan ayrılıyoruz saat 14.00 istikamet Akyaka ,burada da rahat durmadı akif ne yaptı etti sandal turu ayarladı “azmak çayı” suyu yeşil buz mu buz soğuk su,tur boyunca yüksek sazların çevrelediği dar su yolundan gidiyoruz bazen karşıdan bir sandal gelebiliyor karşılıklı selamlaşılıyor,müsait bir yerde suya giriyoruz ama çok soğuk gerçekten ama bize iyi geliyordu,buranın mezgit balığın iyi diyerek ekmek arası balık yemeye gidiyor oğlumuz ,bize de yarım ekmek arası getiriyor gerçekten dediği kadar varmış hayatımda yediğim şahane lezzetti balıklardan dı.
20.08.2014[/b]
14.08.2014 Perşembe….Fethiye’ye giriyoruz ,Kaş'tan istemeye istemeye ayrıldığımı söylemeliyim, Fethiye'de müftülük misafirhanesinde bir gece yer ayırmayı başarmıştık eşyalarımızı misafirhaneye bırakıp balık pazarına koşuyoruz , adını ilk kez duyduğum iki kilodan fazla bir balığı pazardan alıp yine aynı yerde ızgaraya verdik, balığın adı “ LAGOS BALIĞI” ,önümüze iki tabak kızarmış vaziyette geldi ,yemekle bitmeyecek balığı nasıl da bitirmiştik hala aklım almıyor, ya çok lezzetli hazmı kolaydı,ya da pişirme ustalığı ve bizim çok acıkmış olmamızdı,kilosu mu kaç para meğer istanbul’da aynı balık 70-80 lira iken burada 40 liraya almış olduk , henüz akşam olmamıştı hadi buradan Kayalar köylü 10 km. uzaklıkta eski rum evleri mübadele sırasında bırakılmış terk edilmiş evlerin olduğu yere gittik ,saat 19.30,evleri dağın eteklerine inşa etmişler ,taştan örülü evler gayet sağlam duruyorlardı ,ve o dönemin yaşayan insanları bereketli ovayı boş bırakmışlar ama yıllar içinde maalesef ova inşaat ile doldurulmuş ,bir çok ev yapılarak yeni bir köy ortaya çıkartmış insanlar, kimse rum evlerine yerleşmemiş ,buranın havası çok güzel ve farklı bir dinlendiriciliği var,ve suyu ve sessiz sakin bir yer olması nedeniyle yabancıların dikkatinden kaçmamış ,özellikle İngilizler burada site yapmışlar ,kendilerine mahsus tatil evleri var yeşillikler içinde, turizme yönelik yatırımların çoğunluğu, dikkatimizi çekiyor, birbiriyle yarışan yemek yeme yerleri ,kafeler ve çay - kahve içilecek ortamlar hayli yoğun kalabalık, birkaç bardak çay içip ayrılıyoruz ,akşam ezanları okunuyor ,köyün camisinde imam ve cemaat bizlerdik,cami Selçuklular döneminden kalma küçük ve gösterişsiz fakat taşıdığı anlam ve yüklendiği misyon büyük ve cihanşumuldü, rum evlerinin taştan özellikli tarihsel yolculuğu kadar,bu mütevazi caminin etkileyici fakat bakımsızlığı bizleri hüzünlendiriyordu,
15.08.2014 Cuma…Fethiye’de sabah ,son anda karar veriyoruz tekne turuna çıkmayı, telaşlı bir şekilde hemen ortalığa düşüyoruz ve rezervasyon yaptırmaya çalıştık,nihayet tekne bulunuyor ve sahile koşuyoruz ,bizim gibi hevesli meraklı yolcularda grup grup tekneye geliyorlar,boş bir yere oturuyoruz,ne güzel şimdi koy koy gezeceğiz her şey yolunda gidiyor şimdilik, inşaallah akşamına ortaca’da olacağız dayı oğlu Mehmet’te tel açmıştım , davet edişi içten samimi güzel davranışı bizi çok mutlu etmişti ,bir gecede orada kalacağız program bu tekne turundan sonra , saat 09.30,tur teknesine bindiğimizde yeni yerler göreceğimiz için meraklıydık ,ve bize iyi geliyordu bu gezmeler ,yüzme yaptığımız koyların havasını almak hem sağlığımız açısından , hem seyehat etmenin bize kazandırdıkları açısından tecrübelerimiz artıyordu, hem hayatı anlamada kendimizi geliştiriyorduk,saat 09.40 limandan hareket ediyor ,teknemiz kırk dakika sonra "katrancı koyu"na demir atıyoruz ,herkes suya atladı vapurda kimse kalmadı çocuk-genç-yaşlı herkes denize girdi yarım saatten fazla burada kaldık ,tekrar hareket ettik ve " Göcek" cennet koyuna geldik burada bir saat kaldık,hem yemek de yemiş olduk ne kadar çok yat görüyorduk herkesin yatı vardı sanki ,buradan " Yassıca koyu"na geliyoruz çok kalabalıktı bir çok tur gemisi buradaydı ve en çok burada insanlar izinlerin ve tatillerinin keyfini çıkarıyordu,daha sonra " Kızıl Ada" koyuna geliyorduk burada tavşanlar vardı ve birçok insan çocuklarını tavşanlarla tanıştırıyordu ,sahilde ikindi namazımı kıldım denizin zemini kumdu ve suyu çok güzeldi,tekne turu saat 18.30 da limana yanaşırken sona eriyordu ama içimizde denizin üzerinde yüzer halde kıpır kıpır ruh halimiz devam ediyordu,Fethiye çok güzel bir şehir çok sevdim burasını ,bakımlı ve düzenli insanları sıcak ve yardımseverdi,birazdan Ortaca’ya çıkacağız yakın olduğunu biliyorum,Fethiye içinde sahilde şöyle bir tur atıp yola çıkıyoruz ,saat 19.30 ,nihayet Ortaca mevkiine geldik,Mehmet’lere geliyoruz ,balkonda barbükü ortamı harika bir sofra inanılmaz güzel,nezih ve cömertçe,dayıoğlu Mehmet önce ciğer şişlerinden ikişer porsiyon tabaklara servis yapıyor,lavaş ekmekleri ve çeşitli mezeler ve salata ile insanın iştahını açan güzellikleri yaşıyoruz,şalgam suyu ve ayran bize eşlik ediyordu sofra boyunca,ciğerden sonra tavuk şişleri sıra sıra tabaklara iniyor ve ardından çay,gerçekten çay harika olmuş kaç bardak içtiğimi hatırlayamıyorum tereyağı gibi kayıp gidiyor çaylar, saat 12.45 gecenin uykusuna geçiyoruz,...AĞUSTOS-2014
16.08.2014 Cumartesi…Fethiye'den aradığım mehmet'tle sıcak bir konuşma yapmıştık, sağ olsun ne kadar samimi ve doğal ve gönülden bir sevgi ile karşıladı,burada tekne turundan sonra ortaca'ya geleceğimizi akşam çayı içip içemeyeceğimizi daha cümlemi bitirmeden yemekte yeriz gece de kalırsınız abi demişti,birbirine yakın olan akrabalık bağlarından öte güzel ahlak sahibi insan olmanın güzelliği böyle bir şeydi işte,konuşmanın bana verdiği huzur ve güven ile gün boyu fethiye'de tekne turu güzel geçti,saat 18.25 ortaca'ya doğru yola çıkıyorduk ,akşam ezanları okunmadan az önce sağ salim mehmet'lere kavuşuyorduk,sağ olsun fevkalade bir planlama ile eksiksiz bir hoş geldiniz sofrasına hemen davet ediliyorduk,gerçekten her şeyi ile yürekten gelerek hazırlanmış bu alışılmışın dışında ama bereketli sade ve iştah açıcıydı balkonda sofra güzelliği ve özellikle nefis demlenmiş çaydan sayısızca içmek benim için doyum tavan yapmıştı, dayı oğlunun üç oğlu büyümüş daha bir olgun ve yetişmiş buldum, Buğra'nın üniveriste'si bitmiş çalışmaya hazır iyi bir eleman sağlam güzel ahlaklı kişiliği ile günümüzde sayısı az gençten biriydi, Arda'nın ağırbaşlı bilge ve sakin duruşu bilgi birikiminin zenginliğinden geldiğini hissediyorum hedefini belirlemiş ODTÜ okuyacaktı ne güzel bir kararlılık Allah yardımcısı olsun , Tuğra'nın üretken dinamik kendisini belli etmeyen zekası takdire değerdi saygılı kibar ve paylaşımcı,her üçü de harika gençler olarak dualar kadar güzel oluşları akşamın en güzeliydi diyebilirim,doğrusu ne sofranın bereketli güzelliği ne de balkonda güzel bir çay içmek süreci geçsin istemezdim,saat 23.35'i yol ve tatil yorgunluğu uçup gitmişti tatlı bir uyku rehaveti çökmüştü artık bu gece buradaydık,ertesi sabah güvenli huzurlu güzel bir uyku ile dinlenmiş olarak uyanıyorduk ,sabah kahvaltısı için masaya geçiyoruz akşam yemeği kadar samimane ve gönülden sevgi ile hazırlanmış bir sofra ile karşılaşıyoruz,son derece keyifli bir kahvaltı sonrası oturmaya devam ediyorduk ayrılmak bilemedik birbirlerimizden, saat 09.45 ve hoş sohbet ile zamanın yine nasıl geçtiğini anlayamadık saat 11.25 olmuş yola düşme saati gelmişte geçmiş , güzel anlar çabuk geçermiş doğruymuş gerçektende öyle oldu,kısa fakat ömre bedel bir zaman dilimini burada bırakıyorduk ve yola düşüyoruz istikamet “ Yuvarlak çay “ denilen ilginç bir mekan ,burada suya giriyoruz buz gibi soğuk olan su içinde beş dakika zor durulabilen suya atlıyoruz sık sık çıkıp tekrar giriyoruz hayret bir şey insana tuhaf bir terapi yaptırıyor bu ,hatta bağışıklık diyebilirim sudan çıkmak gelmiyor insanın içinden ve sık sık suya girip çıkıyoruz , başlangıçta asla girilemez soğuk suya girip çıktıkça bir masaj gibi bedeni dinlendirici ve rahatlatıcı olduğunu hayretle gördüm yaşadım ilginç ama gerçek , buradan ayrılıyoruz saat 14.00 istikamet Akyaka ,burada da rahat durmadı akif ne yaptı etti sandal turu ayarladı “azmak çayı” suyu yeşil buz mu buz soğuk su,tur boyunca yüksek sazların çevrelediği dar su yolundan gidiyoruz bazen karşıdan bir sandal gelebiliyor karşılıklı selamlaşılıyor,müsait bir yerde suya giriyoruz ama çok soğuk gerçekten ama bize iyi geliyordu,buranın mezgit balığın iyi diyerek ekmek arası balık yemeye gidiyor oğlumuz ,bize de yarım ekmek arası getiriyor gerçekten dediği kadar varmış hayatımda yediğim şahane lezzetti balıklardan dı.
20.08.2014[/b]