BİR AYET VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
(Zariyat-56)
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
''Ben, cin ve insanları yalnızca bana kulluk etsinler diye yaratırım..''
NOT : Vaiz durumunda olan hocalar bu ayeti ele aldıklarında hiç bir açıklama yapmadan '' bak ayet ibadet diyor o halde ibadet edeceğiz bizim kurtuluşumuz ibadet etmek...vb '' şeklinde ayeti bilinçli olarak anlatmaktan çok uzak kuru bir anlatım içinde zihinlerde boşluk bırakıldı,ibadet nedir ne denmek isteniyor hangi özellikleri var soruların cevapları yok , ibadet sürekli namaz kılmak mı ! 20,30 ,50 rekat ruku secde kıyam yapmak mı ? nedir ? sağ olsunlar bazı hocalar kulluk ve ibadet hususunda cemaatine Kur'anın anlatmak istediğini vermekten uzaklar bildik tekrarları zum yaparak öyle bırakıyorlar , oysa ayetin açılımına dikkat edilirse nelerin kavranması gerektiği bilinmesi gerektiği verildiğinde muhteşem bir okuma ortaya çıkıyor , bugün cami hocası tutturdu ibadet ibadet ibadet diye sayısız tekrarlar yaptı ama içini boşalttı ayetin , ne Allah'a kulluğu açıkladı ne de şirk koşarak iman ve ibadet yapmaya devam eden müslümanın çelişkilerinden bahsetti , ayetin indiriliş amacı ve hedefini kendileri de bilmedikleri için yüzeysel bir meal açıklaması ile geçiştiriliyor . Burada Allah, Allah’tan başka nesneleri şerik sayan insanları ve cinleri azarlayarak “Ben onları başkalarına kulluk etsinler diye değil, Bana ibadet etsinler diye yarattım.” diyor. Bütün kâinatı yarattığı halde onlardan sadece ikisinin ele alınmasının sebebi şudur: Kâinattaki bütün varlıklar Allah’a itaat ve ibadet içindedirler. Fakat irade ve tercih hakkı insanlarla cinlere verilmiştir. Bunların başka nesnelere yönelip şirk koşmalarını önlemek gerekir. Ayette, Kendisini bırakıp başka varlıklara kulluk yapanlara kulluğun yalnızca Kendisine yapılması uyarısında bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle “Ben sizi başka varlıklara kulluk yapasınız diye yaratmadım.” denmektedir.Sadece cinler ve insanlar değil, bütün varlıklar O’na boyun eğmişlerdir (41:11 ve 55:6). Fakat insan “sınava” tâbidir (67:2). İradesiz varlıkların kulluğu ityan ve secde ile ifade edilirken, insanınki ubudiyet ile ifade edilmiştir. Çünkü bu sonuncusu bilinç ister (İmanın insanın iradesine bırakılması ayetler 18:29; 73:19; 10:99). Cinlerin anılmasının nedeni vahyin indiği ilk muhatapların “cinler Allah’a bile boyun eğmez” şeklindeki tasavvurlarını red içindir. Onlar putlarını melek ve cinlerin sûretleri sayıyorlardı. Vahyin insana değil de meleğe inmesini istiyorlardı. Allah cinlerin de insanlar gibi mükellef olduğunu beyan ile bu tasavvuru reddetti.Bir kulluğun ibadet olabilmesi için sadece Allah tarafından belirlenmesi şartı söz konusudur , tüm fırka, mezheb ve tasavvuf ekollerinin, Allah'ın Kitabına dayanmayan ibadet şekilleri ortaya çıkardıkları bilinmektedir , yani kendi hevâlarından ve önderlerinden menkul olan ayinleri yapmaları , ibadet değildir. Olsa olsa boşu boşuna yapılmış, ne olduğu belirsiz, sonuçta müslümanı şirke götüren gayretlerdir. Nafile ibadetlerin farz gibi telakki edilerek (farzlaştırılarak) zikir veya başka bir ad altında belirli zamana ve meşreplere göre yapılması ve yapılmasının emredilmesi yeni bir din koymaktan başka bir şey değildir, şirkten başka bir şey değildir. Efendimizin veda haccında dinin tamamlandığı (Maide: 3) Allah tarafından tüm Müslümanlara vahiyle bildirilmiştir. Artık ondan sonra kimsenin keyfi yorumlarıyla veya “toplum mühendisi” efendilerinin uydurma rüyaları ve keşif dedikleri hokkabazlıklarıyla din koyma hakkı ve yetkisi yoktur. Bunların yaptıkları yatıp-kalkıp din uydurmaktan başka bir şey değildir. Yani; cinler de insanlar da başkasına değil sadece Allah’a ibâdet ile yükümlü olmak üzere yaratılmıştır, yaratılışlarının hikmeti de budur. Başka uyduruk hikmetler aramaya veya uydurmaya hiç gerek yoktur. Cinler ve insanlar, Allah tarafından ibadet ile mükellef olmak üzere yaratılmıştır ve özellikle salih kullar olsunlar diye yaratılmamıştır. Demek ki Allah’a kulluğun faydası, Allah’a değil, kullarınadır. Bazı müfessirler, cinlerin içerisine melekleri de dâhil etmişlerse de meleklerin irade yönüyle insanlar ve cinlerden farklı olduğu, birçok âyette açıkça belirtilmiştir. Onlarınki olsa olsa ibadet değil, emre itaatle yapılan secdedir. Cinlerin ve insanların yaratılış hikmetleridir diye uydurulan tasavvufî yorumların tamamı, kerametleri kendilerinden ve müridlerinden menkul şeyhlerin nefsani yorumlarından başka bir şey değildir.
30.03.2025